Proje 2013/1

2013/1-1Doğurganlık Bilinci ve Sağlıklı Nesiller

Neslimizin devamı ve topluma saÄŸlıklı nesiller kazandırmak için ailelerin hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde, bilinçli bir süreç yaÅŸamaları gerekmektedir. Aileler, hızlı hayat akışı içerisinde bu hayati konuda mutlaka dışarıdan bir desteÄŸe ihtiyaç duyarlar. Bu konuda saÄŸlık yetkililerine düÅŸen çok sayıda görev vardır. Ancak bu konu, milletin geleceÄŸi açısından yüksek öneme sahip olduÄŸu için, topyekûn duyarlılık gerektirir. Özellikle Üniversiteler ve sivil toplum kuruluÅŸlarının “daha saÄŸlıklı nesillere doÄŸru” sloganı ile toplumda bu farkındalığı oluÅŸturması gerekmektedir.

Proje özel olarak hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde ailelerin takip etmeleri gereken tıbbi tetkik ve tedavilerin saÄŸlıklı nesiller oluÅŸumu üzerindeki etkisine dikkat çekmeyi hedeflemektedir.

2013/1-2 Kentlerin Yalnız Anneleri

SanayileÅŸme ile birlikte, özellikle kentlerde geniÅŸ ailelerimiz yerini giderek küçük ailelere bırakmıştır. Anne, baba ve evlenmemiÅŸ çocuklardan oluÅŸan bu ailelere çekirdek aile diyoruz. Toplumumuzda bu aile türü kentlerdeki yaÅŸam ve üretim koÅŸullarına baÄŸlı olarak doÄŸmakta ve her geçen gün artarak çoÄŸalmaktadır. Kırsal kesimde ise aile, çoÄŸu kez bütün bireylerin birlikte çalışıp birlikte ürettikleri ekonomik bir birimdir. Ailede hedef birliÄŸi, örf ve ananeler ile birlikte bu ekonomik birliktelik yardımıyla da saÄŸlanmaktadır. Bu yönüyle deÄŸerlendirildiÄŸinde küçük bir aile ÅŸirketi…

Kentlerde üretim büyük oranda aile dışında yapılmaktadır ve bu durum bireyleri çalışabildiÄŸi oranda daha özgürlükçü yapmış ve geniÅŸ aileden çekirdek aileye dönüÅŸümü hızlandırmıştır. Bu yeni durum geniÅŸ ailedeki katı alt-üst iliÅŸkilerini de ortadan kaldırması yönüyle bazı avantajlar saÄŸlamış gözükmektedir. Özgürlükçü görünen bu yapılanma, diÄŸer yönden çocukların bilgi ve beceri edinmeleri ile toplumla bütünleÅŸmelerini saÄŸlama görevini de tümüyle anne ve babaya bırakmış ve bu genç ailenin sorumluluklarını arttırmıştır.

Ailede özgürlük ve özgürleÅŸmek güzeldir ancak bu durum, geçmiÅŸin yanlışlarından kurtulabildiÄŸin sürece geçerlidir. Güzel olanları taşıyamadığın veya yerlerini dolduramadığın durumlarda ise bir o kadar sıkıntılı, yıkıcı ve aldatıcıdır…

Görünen o ki, günümüzde çocukların yetiÅŸtirilmesi, daha çok kadının görevi olarak algılanmakta ve muhtemel olumsuzlukların faturası da yine kadına çıkarılmaktadır. Ekonomik olarak güçlü olmayan kadın, yalnızlaÅŸmış ve bu durum genç çekirdek ailelerin yıkılma süreçlerini hızlandırmıştır. Dağılan ailelerde çocukların bırakıldığı yer, yine çoÄŸunlukla annelerinin yanıdır ve kadın her iki durumda da bu büyük sorumluÄŸun altında ezilen taraf olmaktadır.

Artık toplumumuzda yeni aile politikalarının üretilmesi zorunludur ve bu amaçla her türlü bilimsel verinin deÄŸerlendirilmesi gerekmektedir. Evlilik öncesi anne-baba okulları açmak, kadın ve erkeÄŸi aile içersinde bilinçlendirmek, görev ve sorumluluk bilincini yeniden kazandırmak gibi eÄŸitsel amaçlı programların uygulandığını görüyoruz. Ancak gelinen noktada daha fazla gayretin ve yeni politikaların üretilmesinin de zorunlu olduÄŸu açıktır.

Proje, çıkış noktası olarak; kent yaÅŸamı içindeki ailelerde ekonomik ve sosyal yapının birlikte deÄŸerlendirilmesi fikrini temel almaktadır. Tarım toplumundan kent yaÅŸamına hızlı geçiÅŸte, hiç telaffuz edemediÄŸimiz kent-aile ÅŸirketlerini kurmak ve yaÅŸatmak bugün için mümkün olabilir. Batı toplumlarında planlanıp uygulanan, ailede ekonomik birliktelik modeline adapte olmak, toplumumuzun sosyal yapısı nedeniyle çok daha hızlı olabilir. Bir diÄŸer hedef yarı zamanlı çalışma ve iÅŸlerin evde yoÄŸunlaÅŸtığı ekonomik yaklaşımları kurmak ve devamlılığını da saÄŸlayacak altyapının oluÅŸturulması olabilir.

Özellikle son dönemde ilimizde yaÅŸanan depremler sonrasında ciddi ekonomik kayıplar oluÅŸmuÅŸtur. Ancak, konu sosyal açıdan incelediÄŸinde, yeni sosyal çatıların ortaya çıktığı, nispeten geniÅŸ sayılabilecek aile yapılarının tekrar kurulduÄŸu ve bu durumun yansımalarının dikkate deÄŸer olduÄŸu görülmektedir. Buradaki yapılanma akıllara “sessiz sedasız kent-aile ÅŸirketleri mi kuruldu?” sorusunu getirmektedir.

Proje, Kütahya ilindeki sosyal hayatı inceleyerek yeni aile politikalarının üretilmesine katkı saÄŸlamayı ve kentlerde yeni yaÅŸam alanları oluÅŸturmaya kadar varan bir dizi önlemleri ortaya koymayı hedeflemektedir.

Proje, TOBB Kütahya Ä°l Kadın GiriÅŸimciler DerneÄŸi (KAGÄ°DER) ile birlikte yürütülecektir.

 

2013/1-3 Göllerimizi Nasıl Koruyalım

Ä°nsan, yaÅŸamını sürdürebilmek için her saniye havaya, her vakit suya, her zaman ve her gün gıdaya ve haftada bir güneÅŸ ışığına muhtaçtır. Bunların hangisi çevre ile ilgili deÄŸildir ve biz bunların hangisinden vazgeçme ÅŸansına sahibiz? Öyleyse bunları korumak hem kendimiz, hem de kâinatta yaÅŸayan diÄŸer canlılar için olmazsa olmazımızdır. Korumayanlar ile mücadele de boynumuzun borcu…

Madenleri iÅŸletiyoruz, çevre kirleniyor, “çareler pahalı sonra bakarız”. Fabrika bacaları tütüyor, filtre edelim “pahalı ÅŸimdi dursun!”. Sular kirlendi, süzelim, “çok para, cezası ucuza geliyor, atalım gitsin”.

Gitmiyor! Durmuyor!..

Çare pahalı deÄŸil, çareyi sonra aramak daha pahalı! Bu bilinç toplumda oluÅŸturulacak ve teknik olarak bugün çevreyi koruyucu tedbirlerin pahalı olmadığı, bu söylemlerin eskilerden kaldığı, yapılacak çalışmalar ve çalıştaylar ile ortaya konulacaktır.

Proje, özellikle göllerimizin kaybolmaya yüz tutmuÅŸ veya kaybolma riski altında olanlarını tespit edip, yeni teknikler kullanarak, canlılar için nasıl yaÅŸam alanı haline getirilir ve bu konuda ne tür çalışmalar yapılabilir ve bir göl nasıl rehabilite edilir sorularına cevap aranacaktır.

 

2013/1-4 Geri DönüÅŸüm Teknolojileri

Yeryüzünde ne zaman bir kirlilik oluÅŸsa, doÄŸada onu ortadan kaldıran bir mekanizma devreye girer ve kısa sürede bir baÅŸka canlı için besin kaynağı haline dönüÅŸtürür veya parçalayarak çevreye zararsız hale getirir. Bu temizlik iÅŸlerinde çalışan canlılar, tam bir iÅŸbirliÄŸi ve zaman planlaması içerisindedir. Ancak, kirlilik insan eli ile olduÄŸunda, bu fabrika çalışanlarının hızları yavaÅŸlar. Burada yine bozuÅŸturma ve parçalama olur ancak çok uzun bir süreçte gerçekleÅŸir. ÖrneÄŸin plastik bir malzemenin bozuÅŸturulması onlarca yıl sürebilir.

Ä°nsanoÄŸlunun yaÅŸamını sürdürmek için kullandığı tüm araç ve gereçler bir zaman sonra atık olarak ortaya çıkmakta ve bunların hızla geri dönüÅŸüm süreçlerine alınamadığı durumlarda ortalık çöp daÄŸlarıyla dolmaktadır. Bu daÄŸlar duraÄŸan deÄŸildir, deÄŸiÅŸme ve parçalanma süreçleri ise tehlike saçar. Bu süreçte hem çevre ve hem de insan saÄŸlığı risk altına girer ve ortaya çıkardığı sorunların maliyeti geri dönüÅŸüm için harcanacak paradan çok daha fazladır. Geri dönüÅŸüm teknolojilerinin kullanılmadığı yerlerde insanlar adeta çöp üreten fabrikalar konumundadır.

Proje kapsamında geri dönüÅŸüm yöntemleri ve teknolojileri konularında toplumu haberdar ederek, tüketim sonrası atıkların daha kolay geri dönüÅŸüme kazandırılması için yapılacak iÅŸler konusunda baÅŸta çocuklar olmak üzere her kesim bilinçlendirilecektir. Metal, cam ve plastikleri ayrı depolayalım demek yerine, böyle yapılmadığı durumlarda ayrıştırma için harcanan enerji hakkında toplumda farkındalık oluÅŸturmak projenin çalışma alanıdır.

Proje, bir konuya daha dikkat çekecektir; geri dönüÅŸüm teknolojilerini yaygın kullanan ülkelerde çevre ve insan saÄŸlığının korunmasının yanı sıra ekonomik bir canlılıkta saÄŸlanmaktadır. Bilim ve teknolojiyi sorun oluÅŸturmada deÄŸil, sorunları çözmede kullanmak gerekir. DiÄŸer bir ifadeyle, teknolojik süreçlerin oluÅŸturacağı sorunlar, yine bilim ile çözülebiliyorsa, bu alanda tercih edilen ürkek politikalar bir kenara bırakılmalı ve ekonomik hayat geliÅŸerek sürdürülmelidir. Ä°ÅŸsizliÄŸe çare mi arıyorsunuz, gözünüzü bu sektöre çevirmelisiniz, kar içinde kar saÄŸlayan bir uygulama olarak toplumsal farkındalık oluÅŸturmak projenin bir diÄŸer hedefidir.

 

2013/1-5 Temiz Enerjiler; GüneÅŸ ve Hidrojen

Bilimsel açıdan öncelikli bir politika olarak ortaya çıkan, “temiz enerji” kavramı; yeryüzünde ve yeraltında bulunan kaynaklarını, enerji üretimi için kullanırken seçici olmak ve enerji üretimi sürecinde çevre ve insan saÄŸlığının korunması ÅŸeklinde tanımlanmıştır.

Günümüzde yenilenebilir enerji kaynakları olarak tarif edilen bu enerji türü, daha çok hidrojen gazı ve güneÅŸ enerjisi olarak karşımıza çıkmaktadır. “Ä°nsanoÄŸlu var olduÄŸu ve güneÅŸ dünyayı ısıttığı müddetçe, hidrojen hep var olacak ve hiçbir zaman tükenmeyecektir” yaklaşımı ile yola çıkılmıştır. Hidrojenin yanması sonucu ortaya çıkan atık, büyük oranda kendi orijinal hammaddesi olan suya dönüÅŸmektedir ve en az çevre sorunu oluÅŸturacak enerji kaynağı olarak görülmektedir.

Hidrojenin, hem en yüksek birim enerjiye sahip olması, hem de çevre dostu olması sebebiyle en önemli temiz enerji kaynağı olarak görülmektedir. Bu enerjinin güneÅŸ enerjisi ile birlikte kullanımı (melez “hibrit” enerji) belki de gelecekte en fazla konuÅŸulacak konular arasında olacaktır. Günümüzde hidrojen gazının enerji kullanımında yaygın kullanımını kısıtlayan sebepler, doÄŸada serbest halde bulunmaması ve elde edilmesinde kullanılan süreçlerin hala pahalı olmasıdır. Bilim dünyası hidrojenin elde edilmesi ve depolanması konusunda yoÄŸun araÅŸtırmalar içerisindedir.

Proje ile güneÅŸ enerjisi ve hidrojen gazını yakıt olarak kullanan ulaşım aracı yapılması ve bu enerjilerin daha verimli kullanımını saÄŸlayacak tasarımları ortaya çıkartılması amaçlanmaktadır. Proje her yıl TÜBÄ°TAK tarafından düzenlenen güneÅŸ ve hidro-mobil araçları yarışmalarına katılacak araçlar üretmeyi çalışma konusu olarak seçmiÅŸ ve aynı zamanda toplumda yenilenebilir enerjiler ve kullanımı konusunda farkındalık oluÅŸturucu çalışmalar ve çalıştaylar düzenlemeyi hedeflemektedir.

 

2013/1-6 YeÅŸil Kimya

Üretim planlamalarımızı “YeÅŸil Kimya” prensiplerine göre yapmak, kimyasalların üretimi ve kullanımı sonrasında ortaya çıkan kirlenmenin çaresi olacaktır. Projenin hedefi bu prensipleri tanımak ve tanıtmaktır.
Öncelikle ÅŸunu bilmemiz gerekir ki çevreyi kirleten kimya deÄŸil, insanoÄŸludur. Kimya, insanoÄŸlunun bugünkü hayat kalitesine ulaÅŸabilmesi için çok önemli katkılar sunmuÅŸ ve sunmaya devam eden bir bilim dalıdır. Sürdürülebilir temiz bir çevre ve kaliteli hayat standartları için kimya biliminden yararlanılmaya devam edilebilir ve aynı zamanda da gelecek nesillere temiz bir çevre ve doÄŸa bırakılabilir. Her kimya iÅŸletmesi kurulmadan önce bir atık yönetimi planlaması yapmalı ve atığını çevreye zarar vermeden hatta insanoÄŸluna faydalı bir ürüne dönüÅŸtürebilmenin yollarını aramalıdır. Proje öngördüÄŸü aktiviteler ile yeÅŸil kimya konularında toplumda farkındalık oluÅŸturmayı hedeflemektedir.

 

2013/1-7 Madencilik ve Çevre

Sosyal toplumun ve sanayileÅŸmenin bir zorunluluÄŸu olarak madencilik faaliyetleri tüm dünyada olduÄŸu gibi ülkemiz için de kaçınılmazdır. DiÄŸer taraftan, uygun tekniklerle gerçekleÅŸtirilmeyen aşırı faaliyetler, doÄŸal denge üzerinde olumsuz etkiler yapmaktadır. Maden yatağı üzerindeki toprak örtüsü patlatılarak baÅŸka bir bölgeye taşınması ile daÄŸların yeri deÄŸiÅŸmektedir. Burada doÄŸal denge süreci heyelanlara, bölgedeki su kaynaklarının yerlerinin deÄŸiÅŸmesine bazen de tamamen kaybolmasına, yerleÅŸim yerlerindeki binalarda çatlamalara ve ekili arazilerin hasar görmesine kadar çok sayıda çevresel etki ortaya çıkabilmektedir.

Yukarıda sayılan çevresel etkiler toplumun madencilik çalışmalarına müdahil olması ile sonuçlanmakta ve sektördeki üretim süreçleri sorgulanmakta, bazen de yürütülen madencilik yöntemlerini deÄŸiÅŸime zorlamaktadır. Madencilik faaliyetlerinde belki de en önde gelen sorun, tarım topraklarının ve meyve bahçelerinin zarar görmesidir. Madencilik, toprağın geçici bir süre kullanıldığı faaliyet olup, gelecek nesillerimiz için, bu süreç içerisinde ve sonrasında meydana gelebilecek çevresel etkilerin kontrol edilmesi ve doÄŸanın korunumu gerekmektedir. Tarıma elveriÅŸli örtü topraklarının korunması öncelikli konu olmak üzere, bölgedeki bitki örtüsünün devamının saÄŸlanmasına kadar konuların madencilik faaliyeti yürüten kurum ve kuruÅŸlarca gözetilmesi gerekmektedir. Bu amaçla öncelikle toplumun madencilik konusunda bilinçlendirilmesi, kamuoyu oluÅŸturulması, madencilik ile ilgili yanlış bilinen gerçeklerin topluma aktarılması gerekmektedir.

Projenin hedefi; madencilik faaliyetlerinin çevresel zararlarına karşılık, iÅŸletmelerin çevre koruma faaliyetlerini anlatmak ve bu konuda toplumsal duyarlılık oluÅŸturularak çevrenin daha iyi korunması için etkinlikler düzenlemektir.

 

2013/1-8 Çevre Dostu Tüketim

Günümüzde artan tüketime baÄŸlı olarak çevresel sorunlar da katlanarak artmaktadır. Sorunları azaltmanın bir yolu da çevre dostu tüketimdir. Özellikle plastik kullanımına alternatif ürünler bu konuda çare olmakta, ancak yaygın kullanım toplumsal bilincin oluÅŸmasına baÄŸlı olarak geliÅŸmektedir. Proje kapsamında bu amacı gerçekleÅŸtirmeye yönelik etkinliklerin düzenlenmesi planlanmaktadır.

 

2013/1-9 Orman Zengini Kalabilmek

Yanan ormanlar bu günümüze olduÄŸu gibi, geleceÄŸimize de zarar vermektedir. Projenin hayata geçirilmesi ile orman atıklarının deÄŸerlendirilmesi ve bu sayede orman yangınlarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Proje, bu konuda yürütülmekte olan bir araÅŸtırma projesi (BAP) ile birlikte yapılacaktır. Proje, orman atıklarının toplanması, depolanması ve hammadde olarak iÅŸlenmesi süreçleri konusunda toplumu bilgilendirmek ve daÄŸ köylerinde yaÅŸayan insanlar için yeni iÅŸ alanları tanımlamak ve bu konuda toplumda farkındalık oluÅŸturmayı hedeflemektedir.

Ayrıca, “atık yoktur, deÄŸerlendiremediklerimiz vardır.” sloganı ile özellikle ormanlarımızı korumayı ve sürekli ekonomik girdi saÄŸlayan orman varlıklarımızı bu yönüyle anlamayı ve sevmeyi saÄŸlayacak etkinlikler düzenlemek projenin diÄŸer hedefleri arasında yer almaktadır.

 

2013/1-10 Fen ve Çevre Bilinci

Çevremize baktığımızda fabrikaların en temel hammaddesinin madenlerden sonra su olduÄŸunu görüyoruz; kolayca temin ettiÄŸimiz, bolca kullandığımız ve çok az iÅŸlemden geçirerek çevreye bıraktığımız; aslında en deÄŸerli olan varlığımız ve emanetimiz…

Fabrika çıkışından sonra kirli sular kâinat fabrikası çarkı içersinde temizlenecek ancak bu uÄŸurda verilen kurbanlar neler olacak? Bu konuda farkındalık oluÅŸturmak ve genç nesillere anlatarak, geleceÄŸi hangi temeller üzerine kurmaları gerektiÄŸi bilincini kazandırmak projenin hedefidir. Yapılacak çalışmalarda su ve insan arasındaki iliÅŸkiye dikkat çekilecek, sudaki yaÅŸam hakkında bilgilendirme yapılacak ve kirlenmenin sudaki yaÅŸam üzerindeki etkileri tartışılacaktır.
Su kirlendiÄŸinde balıklar ölür der geçeriz, balıkların besini olan planktonların orada hayat hakkı bulamadığını hiç düÅŸünmedik, sulara düÅŸen yaÄŸmurun rahmet olamadığını anlayamadık, çölden kalkan tozun onca iÅŸlemden sonra besin zincirine eklenemeden suyun derinliklerine gömüldüÄŸünü göremedik…
ÖÄŸrencilerimiz sanal ortamda SimRiver programını kullanarak fabrika-kirli su ve çevre iliÅŸkisini iÅŸleyen pilot görseller oluÅŸturacaklardır. Bu çalışmaları özellikle ilk ve orta öÄŸretimdeki çocuklar ile paylaşılarak, kirliliÄŸin sudaki yaÅŸam üzerindeki olumsuz etkilerini daha yakından görmelerini saÄŸlamak ve böylece çevre bilinci oluÅŸturmak ve çevreye duyarlı nesiller yetiÅŸtirmek, projenin temel amacıdır.

 

2013/1-11 DPU Çocuk Bilim Merkezi

Proje ile çocuklar için bir bilim merkezi oluÅŸturmak amaçlanmaktadır. Bu merkezdeki tanıtım cihazları Dumlupınar Üniversitesi öÄŸrencileri tarafından tasarlanıp üretilecektir. Böylece öÄŸrencilerimiz bu merkezin altyapı çalışmalarını tamamlayarak, faaliyete geçirecekler ve çocukların bilim dünyasına ilk adımlarını atmalarına olanak saÄŸlayacaklardır. Çocuklar, aÄŸabey ve ablalarının yaptığı cihazlar ile bilimle tanışmanın gururunu ve sevincini yaÅŸayacaklar ve büyüdüklerinde kendilerinin çok daha ileri düzeyde cihazları tasarlama ve üretme istekleri oluÅŸacaktır. Biz öÄŸrenciler de yaparız mesajı ile toplumda farkındalık oluÅŸturması projenin bir diÄŸer hedefidir.

Proje Dumlupınar Üniversitesi Tasarım Platformu Kulübü faaliyetleri ile birlikte yürütülecektir.

 

2013/1-12 İnsansız Hava Aracı Projesi

Ä°nsanlığın bilinmeyeni keÅŸfetmek amacıyla çıktığı yaÅŸam serüveninde gençlerimizin kuÅŸ bakışına sosyal sorumluluk bilinci katması bu alanda farkındalık oluÅŸturacaktır. KuÅŸ bakışı görüÅŸ, ormanlarımızın korunması açısından önemlidir, doÄŸal dengenin korunması açısından önemlidir, gençlerimizin ufkunu açması ve bir olaya çok gözlerle bakabilme yetisi kazanması yönüyle önemlidir.

Günümüzde çocuk ve uçurtma birlikteliÄŸi yeni bir boyut kazanmıştır, uçurtmalar büyümüÅŸ rüzgarın deÄŸil depolanabilir enerjilerin kontrolüne geçmiÅŸtir. Ancak beklentiler hep aynı kalmıştır; dün gökyüzünde uzun süre kalabilmek önemliydi bugünde öyle, dün daha yükseklerde uçmak önemliydi bugün de daha gökyüzü maviliklerinden yeryüzünü görmek önemlidir. Burada deÄŸiÅŸen insanımız deÄŸil insanımızın ürettiÄŸi makine güzüdür.

Bu proje kapsamında insanımızın hem üreten ve hem de ürettiÄŸini sosyal bilinç ile kullanan olmayı amaçlanmıştır. Bu çerçevede kargo, keÅŸif, yarışma benzeri faaliyetler içinde bu bilinci arttırmak ve baÅŸarma duygusunu gençlere tattırmak hedeflenmiÅŸtir. Bu projeyle gençlerimiz teknik projelerin sosyal boyutunu görme yetisine sahip olacaktır.

Son Güncelleme Tarihi: 06 Ekim 2016, Perşembe